15 MAYIS AVRUPA OBEZİTE GÜNÜ
17 Mayıs 2021

Obezite Nedir?

  • Obezite (şişmanlık) insan ömrünü kısaltması ve ortaya çıkardığı yan etkilerle de yaşam kalitesini bozması nedeniyle bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Son yıllarda yaşam biçimindeki değişikliklerin de katkısı ile toplumda görülme oranları sürekli artmaktadır. Obezite ile mücadele anne karnından yaşamın sonuna kadar sürdürülmesi gereken bir zorunluluktur. Bu nedenle obezite hakkında toplumdaki farkındalığın arttırılması, günlük yeme alışkanlıklarının sağlıklı yöne kaydırılması, fiziksel aktivite düzeyinin yükseltilmesi ve diğer sağlıklı yaşam alışkanlıklarının kazandırılması gerek önleme gerekse tedavide önem taşımaktadır.
  • Obezite, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından “sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi” olarak tanımlanmaktadır. Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının ortalama %15-20’sini, kadınlarda ise %25-30’unu yağ dokusu oluşturur. Erkeklerde bu oranın %25, kadınlarda ise %30’un üzerine çıkması durumu obezite olarak tanımlanır. Pratik olarak beden kütle indeksi (BKİ) değerinin 25 kg/m2’nin üzerinde olması fazla kiloluluk, 30 kg/m2’nin üzerinde olması ise obezite olarak tanımlanır.

Dünyada durum

  • Küresel ölümlerin %70’ini temel sebebi Bulaşıcı Olmayan Hastalıklardır (her yıl 40 milyon insan).
  • BOH’lar sebebiyle gerçekleşen ölümlerin yılda 17.7 milyonu kardiyovasküler hastalıklar, 8.8 milyonu kanserler, 3.9 milyonunu solunum yolu hastalıkları ve 1.6 milyonunu diyabet oluşturmaktadır.
  • BOH’ların dört davranışsal risk faktörü arasında obezite de yer almaktadır.
  • Obezite, tüm toplumlarda çok yaygın görülen bir sağlık sorunudur ve giderek küresel bir epidemi halini almaktadır.
  • DSÖ 2016 verilerine göre dünyada 18 yaş üstü popülasyon 1.9 milyarın üstünde fazla kiloludur, bunların 650 milyonu da obez grubundadır. DSÖ 2016 verilerine göre dünyada 18 yaş üstü popülasyonun %39’u fazla kilolu (%39 erkek, %40 kadın), %13’ü de obez (%11 erkek, %15 kadın) grubundadır. Dünya genelinde obezite prevalansı 1975-2016 yılları arasında yaklaşık 3 katına çıkmıştır (DSÖ).

Ülkemizde durum

  • Erişkinlerde Türkiye Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar ve Risk Faktörleri Hane Halkı Araştırması (STEPS) 2017 ön sonuçlarına göre fazla kiloluluk %34.8, obezite %30 olarak bulunmuştur.
  • Çocuklarda ise Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Ofisinin Avrupa Çocukluk Obezite Sürveyans Araştırması (WHO – European Childhood Obesity Surveillance Initiative- COSI) 2016 yılı ülkemizin de içinde olduğu 32 ülke ile gerçekleştirilmiştir. Bu araştırmada ülkemiz verilerine göre ilkokul 2. Sınıf öğrencilerde; fazla kiloluluk %14.6, obezite %9.9 olarak bulunmuştur.
  • Ülkemizde yapılan Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması (2017) verilerine göre 15 yaş ve üzeri bireylerde fazla kiloluluk oranı %34 ve obezite oranı %31.5 olarak saptanmıştır.

 

Obezitenin Önlenmesi

Obezite sıklığının hızlı artışını durdurmanın en önemli yolu bireylerin obez olmalarını

önlemektir. Bu amaçla topluma dönük doğru ve kanıta dayalı bilimsel uygulamalar

çocukluktan itibaren başlatılmalıdır. Temel olarak  önemsenmelidir. Bunlar:

  1. Obezite konusunda eğitim (Çocukluktan itibaren)
  2. Yeterli ve Dengeli Beslenme
  3. Fiziksel aktivite yapılmasıdır.

Sağlıklı Yemek Tabağı

3

Günümüzde sıklıkla görülen şişmanlık ve şişmanlığa bağlı kronik hastalıklar ile vitamin ve mineral yetersizliklerinin önlenmesi hem birey hem de toplum icin önem taşımaktadır. Sağlıklı yaşam biçimi; sağlıklı beslenme ile aktif bir yaşam için arttırılmış fiziksel aktivite düzeyine dayalıdır. Besin gruplarında yer alan besinlerden sağlıklı seçim yapılabilmesi icin besinlerin renk çeşitliliğine, yapısal özelliklerine, bireyin sağlık ve hastalık durumuna, yaşına ve cinsiyetine, fiziksel aktivite ve fizyolojik (gebe ve emziklilik) durumunun özelliklerine dayalı, besinlerin posa, yağ, tuz ve eklenmiş şeker içerikleri dikkate alınarak seçimler yapılmalıdır. Hedef her öğünde tabakta yer alan her besin grubundan bir besinin seçilerek tüketilmesidir. Tabağın yanında yer aldığı üzere günlük beslenmede önerilen su tüketiminin sağlanması, günlük beslenmede zeytinyağının yer alması, aktif yaşamın desteklenmesi sağlıklı yaşam biçiminin tamamlayıcısı olarak önem taşımaktadır.