Dünya Ruh Sağlığı Fedarasyonu tarafından 1992 yılında Ruh Sağlığı alanında farkındalık oluşturmak amacıyla her yıl 10 Ekim’de “Dünya Ruh Sağlığı Günü” kutlanmaktadır. Her yıl farklı bir tema ile kutlanan gün, bu yıl Dünya Ruh Sağlığı Fedarasyonu tarafından “Eşitsizliklerin olduğu bir dünyada ruh sağlığı” temasıyla kutlanmaya karar verilmiştir. Ruh Sağlığı hizmetlerine ulaşmada bile eşit olunmadığı düşünülen dünyada her geçen gün ruh sağlığının önemi daha da anlaşılmaktadır.
Kutuplaşmanın giderek arttığı, gelir dağılımının giderek daha dengesizleştiği bir dünyada eşitsizlikler de giderek artmakta ve bu her geçen gün daha fazla soruna neden olmaktadır. Eşitsizlik kuşkusuz ki ruhsal problemlerin ortaya çıkmasında, şiddetlenmesinde veya yinelenmesinde önemli bir faktördür. Eşitsizlik aynı zamanda ruh sağlığı hizmetlerine erişim konusunda da kişiler ve gruplar arasında önemli düzeyde farklılıklara neden olmaktadır.
Yaşadığımız son bir buçuk yılın da bize daha fazla hissettirdiği önemli bir durum Ruh Sağlığı alanıdır. Covid-19 pandemisiyle birlikte değişen hayatlarımız, yaşamımızdan çıkan veya yaşamımıza eklenen farklılıklar, alışkanlıklarımız şaşkınlıkla karşılamamızı ve uyum sağlamak için oldukça zorlanmamıza neden oldu. Maske takmak, sevdiklerimizle istediğimiz gibi görüşememek, iş hayatlarımız, sosyal hayatlarımız beklenmedik ve kendi planımız olmayan bir süreç tarafından değişime zorlandı. Bu değişime hızla ve kolayca uyum sağlandığını söylemek doğru olmaz. Görüyoruz ki insan aslında hayatının değişime uğramasından ziyade bunun kendi isteği, arzusuyla olmamasından yakınıyor. Yine anlıyoruz ki insan için hayatında özgün olmak, özgür olmak ruh sağlığını da koruyucu bir etki yapıyor.
Yapılan birçok araştırma göstermektedir ki; psikolojik olarak dengeli bir durum içinde bulunan insanlarda fizyolojik hastalıklara da daha az rastlanmaktadır. Ruh sağlığı insanın fizyolojik iyilik haline bile olumlu katkı sağlayan bir süreçtir. İnsan için bu denli önemli olan Ruh Sağlığının farkındalığına yönelik kutlanan bu günlerin önemi yadsınamaz. Ülkemizde bireyler ihtiyaç duyduklarında ruh sağlığı profesyonellerine başvursa da çoğunlukla psikoloğa giden bireylere yönelik hala devam eden toplumsal olumsuz bakış açısının yanlışlığı da psikoloğa gidebilme ve terapiye devam etme konusunda yeterli düzeyde olmadığımızı göstermektedir.
Psikoterapinin bireyin ruh sağlığını koruması yanında toplum ruh sağlığını koruyucu; suç oranlarında düşüş, bireysel veya kurumsal iş başarısında artış, zamanı iyi kullanma, sağlıklı aile işleyişi ve ekonomik iyileşme gibi birçok olumlu etkisi görülmektedir. Ruh sağlığı alanı sadece bireyin ruh sağlığından ibaret değildir. Toplumun bireylerden oluştuğu düşünüldüğünde de bireyin sağlıklılığı büyük önem taşımaktadır.
7-9 Ekim tarihleri arasında İlimizde düzenlenen "TÜBİTAK 4007 Mezopotamya Bilim Şenliği’’ kapsamında Müdürlüğümüz tarafından kurulan stantta bu temaya uygun olarak vatandaşlarımıza bilgilendirmeler yapıldı.