
Dünyada uyuşturucu
kullanma alışkanlığında artış olması ve bunun insanlık için büyük bir tehdit
oluşturduğu gerçeğinden hareket eden Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1987
yılında aldığı bir kararla, uyuşturucusuz temiz bir toplum hedefine ulaşma ve uluslararası
alanda eylem ve iş birliğini güçlendirme konusundaki kararlığını vurgulamak
amacıyla, 26
Haziran tarihini "Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile
Mücadele Günü" olarak belirlemiştir.
Madde bağımlılığı gelişmiş ve özellikle gelişmekte
olan toplumların temel sağlık sorunlarından biridir. Sadece kullanılan maddenin
ortaya çıkardığı yan etkiler değil, yol açtığı sosyal sorunlar ve fiziksel
hastalıklar ele alındığında, bireysel ve toplumsal maliyeti yüksek hastalıklar
arasında yer almaktadır.
Bağımlılık yapıcı maddeler, merkezi sinir
sistemi dediğimiz beyinle bağlantılı alt sistemleri içeren işlevsel yapı
üzerinde, sahte bir iyi oluş hali oluşturan tip içi ve tip dişi unsurlardır.
Tıpta belli amaçlar ve önerilmeyen dozlarda kötüye kullanılmak suretiyle
bağımlılık yapan bir madde haline gelmektedir.
Madde kullanımının yol açtığı fiziksel
hastalıklar çok çeşitlidir. Uçucu madde bağımlılığı, direk beyine madde
alınması sebebiyle, sinir hücrelerinde doğrudan harabiyete neden olarak geri
dönüşü imkânsız beyin hastalıklarına yol açabilir. Damar yoluyla bağımlılık
yapıcı madde kullananlar ise AIDS, Hepatit B, Hepatit C gibi hayatı ve çevreyi
tehdit eden hastalıklara daima açıktır. Madde kullanımının neden olduğu,
fiziksel hastalıklar bunlarla sınırlı kalmamakta, karaciğer ve böbrek
yetmezliği, damar hastalıkları belki de en önemlisi depresyon gibi ruhsal
hastalıklara yol açmaktadır.
Bağımlılık yapıcı madde kullanan bireyde
ortaya çıkan sosyal izolasyon, toplumsal alışkanlıklara ters davranışlar
sergileme, hor görülmeye bağlı toplumsal dışlanma gibi sosyal sorunlara neden
olurken, bağımlının yakınları da bu durumdan oldukça olumsuz etkilenmektedir.
Ayrıca madde kullanımı ile birlikte görülen kişiye ve çevresine zarar veren
davranışlar, hasta yakını olmadığı halde toplumun diğer bireylerini de rahatsız
edebilmektedir.
Madde bağımlılığı ile mücadelede en temel
faktör eğitimdir. Madde bağımlılığının yol açtığı fiziksel, ruhsal ve toplumsal
sorunlar hakkında bilgilenme, mücadelenin ilk basamağıdır. Çocukların ve
gençlerin bu konuda bilinçlendirilmeleri, bağımlılık yapıcı maddelerden onları
bilinçli bir şekilde uzak tutmak için önemlidir.
Madde kullanımı ve bağımlılığı, ortaya
çıkardığı sonuçlar nedeniyle sadece kullanan kişiyi etkilemekle kalmayıp, başta
yakın çevresi olmak üzere toplumun bütün kesimlerine yansıyarak önemli bir
sağlık sorunu haline gelmektedir.