18-24 EYLÜL ULUSLARARASI İŞİTME ENGELLİLER HAFTASI
18 Eylül 2017


                                                                                                                                                        

  • 1.jpg


İşitme, dış ortamda bulunan sesleri algılama eylemi veya süreci olarak tanımlanmaktadır. Dış, orta, iç kulak ve işitme sinirinde meydana gelen hasarlar sonucu ses algısının azalması ya da kaybolması ile oluşan işitme kayıplarına; Ebeveynler arasında akrabalık olması, ailede çocukluk döneminde başlayan kalıtsal işitme kaybı olması, annenin hamileyken kullandığı bazı ilaçlar ve geçirdiği hastalıklar, doğum kilosunun düşük olması, kulağın anormal görünmesi, ateşli hastalık geçirilmesi ve kullanılan bazı ilaçlar neden olabilmektedir. 

Yapılan araştırmalar işitme kaybının saptanması bakımından en kritik dönemin "yeni doğan dönemi" olduğunu ortaya koymaktadır. Yenidoğan her bin bebekten 1-3’ü ileri derecede işitme kaybı ile doğmaktadır. Bu durum da işitme kaybı tanısının geç konmasının kabul edilemez olduğuna işaret etmektedir. 

Yenidoğanlarda işitme engelini tespit amacıyla, doğumdan 12 saat sonra daha bebek hastanede iken ilk işitme taraması yapılmaktadır. 3'üncü ayın sonuna kadar gereken tüm testler bitirilmeye çalışılır. Eğer bebekte işitme kaybı saptanırsa 6'ncı ayını geçirmeden işitme rehabilitasyonuna başlanır ve böylece erken tanı ve yardım alan bebekler işitmesi normal olan yaşıtları gibi anadillerini sorunsuz öğrenir ve konuşurlar.