Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü
26 Haziran 2020


Dünyada uyuşturucu kullanma alışkanlığında artış olması ve bunun insanlık için büyük bir tehdit oluşturduğu gerçeğinden hareket eden Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 1987 yılında aldığı bir kararla, uyuşturucusuz temiz bir toplum hedefine ulaşma ve uluslararası alanda eylem ve iş birliğini güçlendirme konusundaki kararlığını vurgulamak amacıyla, 26 Haziran tarihini "Uluslararası Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü" olarak belirlemiştir.

Madde bağımlılığı gelişmiş ve özellikle gelişmekte olan toplumların temel sağlık sorunlarından biridir. Sadece kullanılan maddenin ortaya çıkardığı yan etkiler değil, yol açtığı sosyal sorunlar ve fiziksel hastalıklar ele alındığında, bireysel ve toplumsal maliyeti yüksek hastalıklar arasında yer almaktadır.

 

Bağımlılık yapıcı maddeler, merkezi sinir sistemi dediğimiz beyinle bağlantılı alt sistemleri içeren işlevsel yapı üzerinde, sahte bir iyi oluş hali oluşturan tip içi ve tip dişi unsurlardır. Tıpta belli amaçlar ve önerilmeyen dozlarda kötüye kullanılmak suretiyle bağımlılık yapan bir madde haline gelmektedir.

 

Madde kullanımının yol açtığı fiziksel hastalıklar çok çeşitlidir. Uçucu madde bağımlılığı, direk beyine madde alınması sebebiyle, sinir hücrelerinde doğrudan harabiyete neden olarak geri dönüşü imkânsız beyin hastalıklarına yol açabilir. Damar yoluyla bağımlılık yapıcı madde kullananlar ise AIDS, Hepatit B, Hepatit C gibi hayatı ve çevreyi tehdit eden hastalıklara daima açıktır. Madde kullanımının neden olduğu, fiziksel hastalıklar bunlarla sınırlı kalmamakta, karaciğer ve böbrek yetmezliği, damar hastalıkları belki de en önemlisi depresyon gibi ruhsal hastalıklara yol açmaktadır.

 

Bağımlılık yapıcı madde kullanan bireyde ortaya çıkan sosyal izolasyon, toplumsal alışkanlıklara ters davranışlar sergileme, hor görülmeye bağlı toplumsal dışlanma gibi sosyal sorunlara neden olurken, bağımlının yakınları da bu durumdan oldukça olumsuz etkilenmektedir. Ayrıca madde kullanımı ile birlikte görülen kişiye ve çevresine zarar veren davranışlar, hasta yakını olmadığı halde toplumun diğer bireylerini de rahatsız edebilmektedir.

 

Madde bağımlılığı ile mücadelede en temel faktör eğitimdir. Madde bağımlılığının yol açtığı fiziksel, ruhsal ve toplumsal sorunlar hakkında bilgilenme, mücadelenin ilk basamağıdır. Çocukların ve gençlerin bu konuda bilinçlendirilmeleri, bağımlılık yapıcı maddelerden onları bilinçli bir şekilde uzak tutmak için önemlidir.

Madde kullanımı ve bağımlılığı, ortaya çıkardığı sonuçlar nedeniyle sadece kullanan kişiyi etkilemekle kalmayıp, başta yakın çevresi olmak üzere toplumun bütün kesimlerine yansıyarak önemli bir sağlık sorunu haline gelmektedir.